Yine akraba ziyareti yine Yalova.. Hesabı kitabı yapıp bir perşembe gününe denk getirdim ki bitpazarını da gezme fırsatı bulabileyim…Lakin, ol biraz sakin…
Ne kadar planlasan da ileri demokrasi krallığında işler planlı programlı değil, üçüncü dünya ülkesi koşullarında işliyor. Feribottan indikten sonra Yalova caddelerinin baştan aşağı, badem bıyıklı afiş ve posterleri ile dolduğunu hemen farkediyorsunuz zaten. Bu manzarayı görmezden gelip yoluma devam ettim ve bitpazarı önüne geldiğimde pazar alanının bomboş görüntüsü ile şok yaşadım. Önce anlam veremediysem de sonra bangır bangır böğüren otobüs megafonlarından, ileri yeşil demokrasisi hükümdarının ilerleyen saatlerde oraya geleceğini duydum ve mevzuyu çaktım. Elbette hükümdar geleceği için pazarı kapatmışlardı. Her ileri demokraside olabilecek birşey zaten bu. Kaldırımların ve sokakların halinden hiç bahsetmiyorum bile.
Dönüşte feribot gişelerinin önünde çilek-erik satan roman vatandaşa sordum ve olayın benim tahmin ettiğim gibi olduğunu öğrendim. Ne diyelim kısmet değilmiş. Ama bu bahane ile bir kasa çilek ve birkaç kilo erik aldım 🙂
şansa bak.. Ama bu arada yalova bitinin perşembe kurulduğunu bilmiyordum ben. bu bilgi iyi oldu. Gitmişken bir iki turuncu bayrak kapsaydın bit niyetine. Retroları strech’e sarınca leke kalıyormuş ama o kumaş bayraklar içinde yıllarca tertemiz kalırlardı.