Blog ismi olarak da tercih ettiğim Sizin AMSTRAD dergisinin, 1. sayısını pdf olarak sizlere sunuyorum. Bu derginin maalesef hiçbir sayısı elimde yok. Yeni eklediğim 1. sayıyı, süreli yayınların dışarı çıkması yasak olduğu için biraz uğraşarak da olsa bir kütüphaneden temin ettim ve pdf haline çevirdim. Daha önce eklemiş olduğum 2. sayıyı ise aynı derginin yazarlarından biri olan Şenol Eker bizzat tarayıp göndermişti. Ancak, eskisinde 1 sayfa eksikti ve bu sebeple yine aynı kütüphaneden 2. sayıyı da tekrar aldım ve yeni bir pdf dosyası haline getirdim.
Sizin Amstrad Dergisi 1988(Ekim) ve 1989(Nisan) yılları arasında toplam 7 sayı olarak Memoreks Dış Ticaret ve Bilgisayar Hizmetleri tarafından yayınlanmıştır. İçerik olarak Amstrad bilgisayarlarına ait oyun-program açıklamaları, Basic, Assembler, Müzik, GEM tanıtımları ve dersleri yeralmaktadır. Hamdi Mermut derginin sahibi ve yayın yönetmenidir.
Yazarlarından bazıları: Şenol Eker, Raffi Kavafyan, Misak Vartikoğlu, Ali Mutlu, Hasan Kara
Ayrıntılı bilgiyi Milli Kütüphaneden almanız mümkün.
Şenol Eker’ e katkılarında dolayı ayrıca teşekkür ederim.
Eğer sizde veya eşiniz dostunuzda bu derginin sayıları varsa ve bunları paylaşırsanız mutlu olurum.
valla super bi dergiymis bu. hatta bazi yonlerden Commodore dergisinin bazi donemlerdeki halinden bile iyi buldum. Daha dakka bir ilk sayidan makine dili kursu baslamis adamlar. Valla bravo.
bu zahmetli tarama/kurtarma operasyonu icin cok tesekkurler Alcofribas 🙂
Çaktırma! Derginin neredeyse tamamı ACU’dan araklama çeviri. Ben tabii ACU yu 86dan 89 a kadar falan takip ettiğim için bütün resimleri, programları, vs tanıyorum. Ama en azından doğru yerleri almışlar. Bir de Commodore dergisini çok sevmeme rağmen hiçbir zaman gerekçesini anlayamadığım “Burçlar ve Bilgisayarlar” gibi hem anlamsız hem de çeviri yazılar yok.
Yine de gönül isterdi tabii şöyle bir 50-60 sayı devam etsin…
valla olsun ya ceviri meviri… yazilarin kaynagi orjinal olmasa bile kullaniciya sunmalari onemli bir olay. Keza commodore dergisinin de asil super oldugu donem 70-78 arasi sayilardi ki o da taa 92’de olabilen bi olay. 80’lerin ortalarinda Turk amstrad’cilarinin fazla ozgun teknik dokuman yazmalarini beklemek de cok gercekci olmaz sanirim.
Ne gibi aylik satis rakamlarina ulasabildiler acaba?
Aylık satış konusunda net bir bilgim yok ama 3. sayıda satır arasında şöyle bir cümle geçiyor: İlk sayımızda vermiş olduğumuz hediye kasetlerimizi, 5000 adetten fazla olmaları sebebi ile bizzat kendimiz basmadık.
Bir de yayıncı kurumun kendi ortamını tanıttığı başka bir yazıda 5 yılda 25.000den fazla CPC satıldı denmiş. Eh bunların pek çoğunun da işyeri ve eğitim kurumu olduğu düşünülürse 5000 civarı bir tiraj olması makul.
Commodore Dergisi 3000lere düşünce kapatılmıştı sanırım, ama tabii SA ile çok da aynı dünyaların insanı değiller. Zaten SA nın ömrü de hepi topu 7 sayı sürdü.
70-78 arası sayılar güzeldi çünkü; reklam azalmıştı, herkes amigaya geçmişti, kalanlar sağlam ve direnişçi tiplerdi, Can Yalçın ve Su Şişesi, Vedat Hallaç, Sinan Vural ve demolar vardı 🙂
SA devam edebilseymiş çok süper olurmuş. Neden 7 sayıda bitti bilmiyorum. Ama dergiden birileri ile iletişime geçtim ve yüzyüze görüşmede ilk soracağım sorulardan biri de bu olacak.
Bu dergilerde beni en çok etkileyen kısım BİLSET reklamı. Okuldan hemen sonra orda çalışmaya başlamıştım .Bazı müşterilerde cançekişen amstrad pc ler kullanılıyordu hala.
Lise son sınıfta da gider teknik serviste amiga500 cihazların tamirleriyle ilgilenlirdik.elektronik okuduğum için çok ilgimi çekerdi. Özellikle FDD si bozulan amigalara mitsumi fdd leri modifiye etmeyi severdim.
Yaş ilerledikçe de insan ağırlaşıyormuş ,
unix linux aix derken hayat geçiyor.
Yil 1987 Amstrad PCW8256 kullaniyodum. 4 Mhz islemci, 256 KB Ram, Yesil Ekran 🙂
Hala en cok guldugum sey de sudur : Amstrad klavyesinde PARA diye bi tus vardi.. O gune kadar sadece bankalarda bilgisayar goren biri olarak, o tusa basilinca bilgisayarin bi yerinden para cikiyo sanmistim 🙂 Tusa basip baya bi bekledim ama malesef bisey cikmadi… 🙂
11 yasindaydim… normaldir.. 🙂
PCW serisi maalesef kullanma şansı bulamadığım bir AMSTRAD. Zaten kullanım amacı da biraz sınırlı ve kapalı idi. Ancak geçenlerde, BBC’de yayınlanan bir ekonomi programında Sir Alan Michael Sugar ile yapılan sohbeti izleme şansım oldu. Orada çok enteresan bir bilgi verdi. Toplam CPC satışları 3 milyon, toplam PCW 8 milyon ve toplam PC satışları ise 12 milyon civarında gerçekleşmiş. Ve Amstrad’ı bilgisayar dünyasında bitiren olay da PCler için alınan HDDlerin arızalı çıkıp çok büyük geri dönüşlerin olmasıymış.
Bugün ingiltere’de hala PCW kullanan küçük kasaba motelleri varmış. 🙂 Bu da enteresan bir bilgi…
Yaa o PARa tuşu gibi bende ne anılar var bir bilseniz! 🙂
CPC 6128 lerin disketlerinde lastikten bir kayış kullanılmıştı. Bi süre sonra disket sürücülerinin bozulması, bu kayışın bayatlayıp esnekliğini yitirmesindendir.
Hiçbir teknik desteği olmamasından dolayı iş başa düşüp o yaşlarda paket lastiğiyle yıllık bakımını yapardım.
Neyse efenim ben de üşenemeyecem, okununca hiçbirşey anlşılmayan iğrenç çevirisiyle 6128 kullanıcı el kitabını scan edip yükleyeceğim.
Lastik meselesi ve 3″ disket olayı cidden CPC’nin yarasıdır. Yanlış ata oynamış o zamanlar Sir Alan. Bulk olarak Hitachi’den çok uygun fiyatla 3″ sürücü alınca Sony’nin 3.5″ teknolojisini gözardı etmiş. Kabak da kullancıların başına patlamış tabii. Ama hep söylediğim gibi, o yılların acısını şimdi en kolay şekilde PC’den dosya transferi yapabilerek kapatıyoruz. 3″ sürücüyü 3.5″ ile değiştirmek çok kolay bir olay. Disketleri de PC üzerinde yazıp kullanabiliyoruz. Hatta PC’de çalışan emulatör de bile yazabiliyoruz.
Ekakomp’un servis merkezi İstanbul/Fındıklı idi. Ne kadar iyi veya kötü olduklarını söylemek benim için zor. Çevremdeki CPC kullanıcılarının hiç servislik bir işi olmamıştı. Zaten çok da arıza yapan cihazlar değil CPCler. Lakin ben bir kere servisle muhatap olmuştum CPC464’üm için. Cihazın bir kabahati yoktu. Ben kaşındım ve makinanın içini açıp teybin daha hızlı yüklemesi için transistorleri söküp farklı modellerle değiştirmeyi düşündüm. Birkaç denemeden sonra elimde PCB yolları kalkmış bir CPC ile kalakaldım. Sonuçta 13 yaşında bir çocuk olarak Kadıköy’den Fındıklı’ya gitmeyi öğrendim, teknis servis ve teknik eleman kavramlarını anladım, bir de merak kediyi öldürmese bile epey pahalıya patlıyormuş onu anladım 🙂 Sonrasında kendime 2. el bir disket sürücü alarak ucuz yollu ve efektif bir çözüm bulmuş oldum.
Bende sadece CPC 464’ün Türkçe el kitabı var, maalesef 6128 Türkçe el kitabım yok. Eğer siz tarama işlemini yaparsanız harika olur. Eğer isterseniz tarama konusunu ben de üstlenebilirim.
Elinize sağlık o dönemdeki yazılarımı ben bile unutmuştum.
Teşekkürler…
Esas sizlerin eline sağlık. Vakti zamanında ne iyi etmişsiniz de bu yazıları yazmışsınız.
bundan 5-6 sene önce anet newsserver’da şenol eker’e rastlayıp mesaj atmıştım siz amstrad programcısı şenol eker misiniz diye. o olduğunu öğrenince de kısa bir sohbetimiz olmuştu. ben kendisini music player isimli amstrad programından hatırlıyordum. klavyenin tuşlarıyla org çalınan falan bir programdı. kasetini bulursam .tap formatına dönüştürüp gönderme sözü vermiştim ama sonra kasedi bulamamıştım, unutmuştum vs. muhtemelen burayı okuyordur kendisinden özür dilemek isterim 🙂
Merhaba;
Gerçekten, çok güzel bir çalışmaydı org (music player) programının içindeki demo.
“Bir ilkbahar sabahı” adlı parçanın özgün bir düzenlemesiydi.
Programcılık açısından değil, “müzik” açısından bahsediyorum. O düzenlemeyi yapan sevgili arkadaşın istediği sesleri çıkartabilmek için bütün programcılık yeteneklerimizi kullanıp “doğru ses için her yol mübah” dediysek de, sonuçta çok güzel bir yorum ortaya çıkmıştı.
Keşke şimdi o parçanın bir kaydı olsa da dinlesek…